Alkali Diyeti danışabileceğiniz diyetisyenler:
Alkali Diyette Alkali Su Kullanımı
Alkali Diyetin Genel Faydaları
Alkalin Diyetler Nasıl Uygulanır?
Çocukluk Döneminde Alkali Beslenme
Kişiselleştirilmiş Alkalin Diyeti
Alkali Diyetinde Neler Yenilmelidir?
Alkali Diyetinin Zararları Var Mıdır?
Alkali Beslenme Alışkanlığı Hangi Hastalıklara İyi Gelir?
Bebek ve Çocuklar İçin Alkali Beslenme
İsmi diyet çeşitleri arasında geçiyor olsa da bir beslenme biçimini yansıtır Alkali Diyet beslenmesi ve vücuda alınan alkali içeren besinlerin asit oluşturan besinlerden daha fazla alınmasını dengelemektedir. Alkali diyeti en önemli özelliği ise kilo kaybı yaşanması ile birlikte sağlık üzerinde olumlu etkiler yaratmasıdır. Alkali denilen şey nedir? Aslında asidin zıttıdır. Vücudumuzun içeriğindeki sıvıların çoğunluğu alkali, ter ve idrar yolu ile atılan sıvılar ise asit içermektedir. Bu sıvılar her gün vücuttan atılı çünkü vücut alkali olmak istemektedir ve sistem de böyle çalışmaktadır. Vücudun asit yükünü artıran besinlerin alkali içeren besinlerle birlikte tüketilmesi alkali diyetinin temelini oluşturmaktadır.
Son yıllarda ünlülerin gözdesi haline gelen alkali diyeti suyla ilgili gibi görülse de, aslında bir yaşam biçimi olarak tercih edilmektedir. Bu konuyu biraz derinden ele aldığımızda, aslında doğal olanın tercih edilmesi gerektiği bir kez daha gün yüzüne çıkmaktadır.
Canlıların yaşamlarını sürdürebilmeleri için hücrelerinde uygun Ph seviyeleri olmalıdır. 7,35-7,45 aralığındaki bu değerin sanayileşme sonrası gittikçe düştüğü bilindiğinden, tüketilen besinlerdeki Ph değerlerinin de kontrol edilmesi gerekmektedir.
İdeal toprak ph değeri 6-7 arasındadır. 6’dan daha düşük seviyelerin kalsiyum eksikliği ve magnezyum eksikliği, 7’den yüksek değerlerin ise kimyasal, demir, bakır ve çinko gibi maddelerin eksikliğini verdiği bilinmektedir.
Avcı toplayıcılardan günümüze uzanan gelişmeler, bu miktarlarda değişikliğe neden olmuştur. Tarımsal devrim ve sanayileşme, potasyumda azalma, klorürde de artma meydana gelmiştir. Bu durum, yaşlanmayla birlikte metabolizmada asidoz bazından bir artışa neden olmaktadır.
Artan asit yükü, beslenme ve metabolik sorunlara neden olduğundan, kemik hastalıklarından böbrek taşlarına birçok hastalıkla karşı karşıya kalınması söz konusudur.
Yukardaki biyolojik etkilerin sonucu olarak, ph oranı 0-6 arasındaki besinler yani asidik besinler sağlıksız bir diyete işaret etmektedir. Birçok hastalığa neden olan bu beslenme şekli, vücudun doğal kimyasını da bozmaktadır.
8-14 ph arasındaki alkali besinler ise, daha sağlıklı bir yaşam için tercih edilmesi gereken besinlerdir. Besinlerin derecelendirilmelerine göre tüketilmesi gereken alkali gıdalar, vücuttaki fazla yağlanmaları ve iç organlardaki fonksiyon bozukluklarının azalmasını sağlar. Birçok kişi için vücudun temizlenmesi anlamına gelen alkali diyeti 4 hafta sürer.
Bu süre içinde az asidik ya da asidik gruptaki besinlerin çok az tüketilmesi ya da hiç tüketilmemesi gerekmektedir. Alkali diyetler, vücudumuzdaki sıvıların ph dengesini en iyi şekilde ayarlayan diyetlerdir.
Dengeli bir ph değerine sahip olan bir canlıda, hastalıkların ve bozuklukların olmayacağı bilinmektedir. Her canlının ihtiyaç duyduğu ph değeri farklıdır.
Alkali su, son yıllarda birçok kişinin favorisi haline gelmiştir. Ancak piyasada birçok maddenin suya karıştırılarak içilmesi, her zaman doğru bir etki vermeyebilir.
2 litrelik suya İngiliz karbonatı ekleyerek alkali su oluştuğunu söyleyenler ve bu suyu balla tatlandırarak, kullananlar da vardır. Alkali diyet, bir şekilde besinleri doğal halleriyle tüketmek demektir. Yani bal da dahil olmak üzere doğal üretilmediği sürece, tüketilmesi sakıncalıdır.
Yaşlandıkça kemik erimesinin başlaması, düşme nedeniyle kırılmalara neden olmaktadır. Meyve ve sebzelerle potasyum açısından zengin bir alkali diyet yapılarak, kas kütlesinin korunduğunu kanıtlayan çalışmalar mevcuttur. Asidozun düzelmesi, kronik obstrüktif akciğer hastalıkları ve böbrek sorunları gibi problemlerin de azalmasına neden olmaktadır.
Çocuklarda kronik hale gelen asidoz, boy kısalığı ve gelişim geriliği gibi problemlere neden olmaktadır. Asidoz durumunun alkali su ile düzeltilmesi, büyüme hormonunun faaliyetini harekete geçirebilir. Özellikle menopoza girmiş kadınlarda alkali su kullanılarak, büyüme hormonunun iyileştirilmesi, hafıza ve kardiyovasküler riskleri ciddi oranda azaltmaktadır.
Alkali diyet uygulayan kişilerde, birçok rahatsızlığın önüne geçen gelişmeler yaşanmıştır. Genel olarak alkali diyetin faydaları nelerdir sıralayacak olursak:
Araştırmalar alkali diyetlerin genelde sıvı formuna getirilmiş sebze ve meyveler, işlenmemiş bitki proteinleri ve taze sebze meyveden yapıldığını ortaya çıkarmıştır.
Kan damarlarında plak oluşumunu da önleyen bu diyetler, idrarda kalsiyum birikmesi ve böbrek taşlarını önlediği gibi, kas spazmlarını da azaltmaktadır. Bir insan alkali diyet yaptığında, kas kaybı değil, yağ kaybı yaşar.
Bu da bel ve karın bölgesindeki yağların kolay bir şekilde eritilmesini sağlar. Asit dolu bir bünyeye sahip kişilerin ince görünmesi mümkün olmayacağından 1 aylık kürler halinde alkali diyetlerin uygulanması oldukça sık tercih edilen bir konu.
Sayfalarca uzayan diyet listelerinin aksine, alkali diyet denildiğinde akla gelen doğal ve müdahalesiz bir şekilde üretilen meyve ve sebzeler oluyor. Bu yiyeceklerin kimyası bozulmadan tüketilmesi, İngiliz karbonatı adı verilen karbonatın suya katılarak tükettirilmesi oldukça işe yarar sonuçlar veriyor.
Alkali diyetlerin uygulandığı günümüzde, bitki, sebze ve meyve sularından yapılan karışımların tüketildiği diyetler, aslında çok sağlıklıdır.
Çocukların sağlıklı beslenen bireyler olabilmeleri için küçük yaşlardan itibaren alkali beslenme şeklinden yararlanmaları gerekmektedir.
Alkali beslenme, haftada bir gün ile başlayarak çocuğun bu besinlere alışmasının sağlanmasıyla mümkün olmaktadır. Tuz ve şekerin damak zevkiyle alakalı olduğu bilindiği için, çocukların diyetlerinde bu besinlerin bulunmaması oldukça önemlidir.
Çocukluk döneminde kazandırılan sağlıklı beslenme alışkanlıkları, ilerleyen yaşla birlikte daha temel bir alışkanlığa dönüşür ve bağışıklık sisteminin güçlenmesi mümkün olur.
Hastalıkların bir numaralı dostu, zayıf bağışıklık sistemidir. Bağışıklık sisteminin güçlü olması, doğal ve sağlıklı beslenmekle mümkündür.
Vücudumuzdaki filtre olan sindirim sistemi, asidik besinler nedeniyle zarar görür. Yararlı besinler, sağlık açısından alkali üretirler ve vücudumuzun dengelenmesi de bu şekilde sağlanır. Zararlı besinler ise, toksik üretirler ve kronik hastalıklar başta olmak üzere; kanser, artrit ve deri sorunlarına neden olur.
Vücudun ph dengesinin sağlanabilmesi için önemli olan alkaline diyet, esasen bitki esaslıdır. Şeker, süt, kırmızı et, buğday ve yüksek glütenli besinlerin hepsi kanserin büyümesine neden olur. Bu yüzden alkali diyeti kanser hastaları da çok sık kullanır.
Sebze ve meyveye dayalı alkali diyet, kanserin gelişmediği bir ortam yaratarak, hücre ölümlerinin de azalmasını sağlar. Ayrıca antioksidan oranları da diğer gıdalara nazaran daha yüksektir.
Diyetixyen, sağlıklı beslenmek isteyenler için kişiselleştirilmiş diyet programları uygulayarak, ideal kiloda kalmayı sağlar ve bağışıklık sistemini güçlendirir.
Herkese genel sağlık durumu, yaşı ve vücut kitle indeksi gibi özel durumlarına göre bir kişiselleştirilmiş alkali diyeti uygular. Bu yüzden herkesin ph dengesi ve sağlık durumu değiştiği için birinde etki gösteren uygulama bir diğerinde tam tersi etki gösterebilir.
Canlıların yaşamlarını sürdürebilmeleri için önemli olan ph dengesi aşırı olduğunda da sorunlar baş gösterebilir. Yani aşırı alkali alımı alkoloz durumuna neden olur be sonucu komaya kadar gidebilir. Bu yüzden alkali diyetin en fazla 1 ay yapılması gerekmektedir.
1 aydan uzun yapılan diyetler sağlığı ciddi oranda tehlikeye atacaktır. Sağlıklı ve dengeli beslenen bireylerin, haftada bir kez alkali günü yapması yeterli olacaktır. Bununla birlikte, detoks uygulayan kişiler de, alkali sıvılar tükettikleri maydanoz, brokoli, ıspanak gibi bitkilerin suyunu tüketerek, dengeli bir temizlik sağlayabilmektedir.
Sağlıklı ve dengeli beslenmek isteyen herkes, kişiye özel beslenme programlarının öneminin farkına varmalıdır. Biz de Diyetixyen ailesi olarak bu konuya önem gösteriyoruz ve beslenme uzmanlarımız, diyetisyenlerimiz ve halk sağlığı uzmanlarımız eşliğinde bilgi sahibi edinmeniz için paylaşımda bulunuyoruz.
Online diyeti hizmeti ve diyet çeşitleri ile ilgili detaylı bilgi edinmek istediğinizde, mutlaka uzman destekleri alarak, kendinize özgü bir plan doğrultusunda sağlıklı yaşama adım atmalısınız.
Alkali diyet kavramı yeni bir kavram değildir. Tüm doktorların da bildiği ve vücudun normal çalışma süreçleri ile ilgili bilgilerin toplamıdır. Yenilik içeren kısmı vücudun istediği alkali seviyesini doğru gıda seçimleriyle tutturmaktır. Alkali diyette bir kısıtlama yoktur aksine vücuda giren asitli yiyeceklerin seviyesini azaltıp alkali besinlerin oranını artırma ve dengeleme diyetidir. Çoğu kişinin kilo alma sebebi fazla yemek yemek değil öğün beslenmelerinde özellikle de akşam yemeğinde yanlış yemek seçimleri yapmaktır. Kilo alma sorununun kaynağı ise asit içeren gıdaların alkali içeren gıdalara oranla daha fazla tüketilmesidir.
Alkali diyet beslenmesinde pek çok besin maddesi farklı besinlerle kombinlenerek tüketilebilir.
Kahvaltı öğününde: söğüş domates, salatalık, yeşillikler, lor peyniri, dört yumurta beyazı, tuzsuz zeytin,bir tane sarısı ile haşlanmış ya da omlet şeklinde yumurta, az miktarda tereyağı, avokado, peynir çeşitleri, glutensiz ya da karabuğday ekmeği, az miktarda üzüm pekmezi, bitki çayları, haftada bir gün ceviz, haftada bir gün fındık tüketilebilecek besinler arasındadır.
Öğlen yemeği öğününde: her türlü çiğ sebze, salata çeşitleri, buharda pişmiş sebzeler, zeytinyağlı sebze çeşitleri, çorba çeşitleri, balık çeşitlerinin hemen hepsi, kahverengi kabuklu pirinç pilavı, baklagillerin tümü, tatlı patates, pizza, kabuklarıyla haşlanmış patates, glutensiz undan yapılmış makarna çeşitleri tüketilebilecek besin maddelerindendir.
Akşamüstü öğününde: iki kaşık hindistan cevizi sütü, bir adet avokado, iki meyve ve on adet badem bulunmaktadır.
Akşam yemeği öğününde ise: beyaz, yeşil ve mor sebzeler, haşlama, ızgara çeşitleri (az yağlı ya da yağsız), zeytinyağlı sebze çeşitleri, balık çeşitleri, haşlanmış ya da ızgara olarak somon balığı, tavuk göğüs eti, dana ve kuzu eti, dana ciğeri, kelle paça ve pastırma tüketmek mümkündür.
Bahsettiğimiz bu besin maddelerini kendi içinde değişimler ile öğünlerinizi oluşturabilirsiniz. Alkali diyet beslenmesi doğru uygulanması halinde olumlu sonuçlar vermektedir. Ancak her diyet çeşidinde belirttiğimiz gibi alkali diyetini de uygulamadan önce mutlaka bir doktor kontrolünden geçmeli ve diyete uygunluğunuzu doktorunuza danışmalısınız. aksi takdirde sağlık problemleri ile karşılaşabilirsiniz.
Alkali diyeti beslenmesinde sürekli elinizin altında olması gereken "alkali besinler listesi" sayesinde tüketebileceğiniz ve asla tüketmemeniz gereken besinlerin listesini buluyor olacaksınız.
Yukarıda belirttiğimiz besin maddelerinin dışında asit içeren besinlerden şekersiz komposto yaparak asit etkisini azaltabilirsiniz.
Alkali diyetinin vücuda herhangi bir zararı ya da yan etkisi yoktur. Ancak her zaman uyarıyoruz: bir diyeti uygulamadan önce mutlaka bir doktor kontrolünden geçmelisiniz. Ayrıca Alkali diyeti bir doktor ya da beslenme uzmanı yardımıyla yapabilirsiniz. Kontrol altında geçirilen bir diyet süreci tek başına uygulanan diyetlere kıyasla daha fazla başarı ile sonuçlanmaktadır.
Başta kanser hastalığı olmak üzere bir çok hastalığa iyi gelen alkali diyeti ve alkali su ile dengeli ve sağlıklı beslenmeyi tercih ederek bu hastalıklardan korunma imkanı sağlayabilir. Alkali suyun vücuda faydalarından biri de gün içinde vücudunuzu zinde ve formda hissettirmesidir.
Bebek ve Çocuklarda fiziksel ve zihinsel gelişim sürecini etkileyen en önemli faktörlerden biridir sağlıklı ve dengeli beslenme. Ancak bu çocuklarda biraz problem teşkil etmektedir. Çocukların abur cubur tüketme isteği ile gerçekleşen ait alımını önlemek için çocukları gelişim çağında sağlıklı beslenmeye alıştırmak gerekmektedir. Akabinde yapılabilecek en doğru yaklaşım ise abur cuburlarla alınan asitlerin vücutta etkisiz hale gelmesini sağlamak için alkali içeren besinlerin tüketimine alıştırmak olmalıdır. Böylelikle asit içeren besinlerin alımı azalmış ve alkali besinlerin tüketimi ile daha sağlıklı ve dengeli beslenme alışkanlığı kazanacak ve sağlıklı gelişim süreci geçirecektir.
Alkali içeren su vücuttan toksinlerin atılmasına ve yine vücutta bulunan asitlerin atılmasına yardımcı olan başlıca içeceklerden biridir. Alkali diyetinde günlük tüketilmesi gereken suyun alkali içeriyor olması gerekiyor. Ayrıca diyet listesinde yer alan diğer yani çay gibi içeceklerde alkali su ile yapılmalıdır. Alkali su tüketenlerde cilt kuruluğu yaşamadığı da belirtilmektedir. Ayrıca yağ yakma ve kilo verdirme özelliği de mevcuttur. Alkali suyu elde etmek için ingiliz karbonuna ihtiyaç duyacaksınız. Şimdi sizinle alkali suyu elde etmek için tarif paylaşacağız:
Malzemeler:
Yapılışı:
2 litre suyun içine 2 kahve kaşığı ingiliz karbonatı ekleyerek iyice karıştırın. Alkali damla kullanacaksanız eğer 2 damla alkali yeterli olacaktır. Yemek sodası ile de alkali su hazırlamanız mümkün. Ayrıca içtiğiniz suyun içine elma, limon, tarçın, ayva kabuğu ekleyerek de farklı lezzetler elde edebilirsiniz.
Alkali diyeti ile beslenmede vücuttaki asit oranının azalması ve alkali düzeyinin yükselmesini esas alınmaktadır. Sizinle paylaşacağımız diyet listesi bir günlük örnek liste olup tüm haftaya yayılabilir. Diyet yaparken yukarıda yer alan alkali besinler listesinden ve besin değişim rehberinden yardım alabilirsiniz.
Alternatif Besinler
Kaydet
Kaydet
Kaydet
*Yorumlara cevap verebilmek için hesabınızın olması gerekmektedir. Buraya tıklayarak hesap oluşturabilirsiniz.