Kalsiyum ve fosfat kemik sağlığı ve kemik sağlığının korunması için oldukça büyük önem taşımaktadır. D vitamini vücutta önemli ve kritik bir göreve sahiptir. D vitamini de kalsiyumun vücuttaki emilimini artırdığından vücutta eksik kalması aynı sonuçlara yol açmaktadır. Bu görev tüketilen gıdalar kanalıyla alınan kalsiyumun vücut tarafından emilimini sağlamaktır. Çocukluk döneminden itibaren kemik gelişiminde her zaman bu iki mineralin önemi anlatılmakta ve yeterli miktarda tüketilmediğinde kemiklerin zayıflayacağından ve tam olarak gelişmeyeceğinden bahsedilmektedir. D Vitamini eksikliği ve belirtilerinin de anlatılacağı bu yazımızda birçok alakalı konudan bahsedilmiştir.
Bahsettiğimiz gibi gün içinde minimum 10 dakika direk güneşten yararlanacak olan vücudunuz D vitamini ihtiyacının önemli kısmını karşılamaktadır. Ancak bunun için dikkat etmeniz gereken şey yüksek koruma faktörlü kreminizi sürmeden vücudunuzun güneş almasını sağlamaktır. 10-15 dakika gibi bir zaman aralığında vücudunuz güneş ışınlarından yararlandıktan sonrasında güneş kreminizi kullanarak güneşlenebilirsiniz. Eğer krem kullanmadan uzun süre güneş altında kalırsanız kemikleriniz için yarar sağlayayım derken cildiniz için ciddi sağlık sorunlarıyla karşılaşabilirsiniz.
Bazı verilere istinaden günlük D vitamini ihtiyacı
0-7 Ay İçin: 10 mikrogram
7-12 Ay İçin: 5 mikrogram
1-3 Yaş İçin: 15 mikrogram
4-8 Yaş İçin: 15 mikrogram
9-70 Yaş İçin: 15 mikrogram
70 Yaş Üstü İçin: 20 mikrogram’dır.
Hamilelik ve emzirme sürecinde ki kadınlar günlük olarak 10-15 mikrogram yani 0.01-0.015 mg oranında D vitamini almalıdır. D vitamini özellike hamileliğin başlangıç sürecinde cenin oluşumu için gereklidir.
Balık yağı D vitamininin yanı sıra aynı zamanda A vitamini de içermektedir. Özellikle morino balığı ciğerinin yağı D vitamini eksikliği tedavisinde kullanılmaktadır. 100 gram morino balığı günlük D vitamini ihtiyacının yaklaşık 16 katı kadar D vitamini içermektedir. Bir yemek kaşığı balık yağı ise günlük ihtiyacın 3.5 katı kadar D vitamini içermektedir.
Çeşitli balık türleri D vitamini açısından zengindir ancak yağlı olan derin deniz balıkları daha fazla oranda D vitamini içermektedir. D vitamini için daha çok somon balığı, ton balığı ve uskumru önerilmektedir. Ayrıca, pisi balığı, ringa balığı, sardalya balığı ve deniz ürünlerinden karides diğer D vitamini kaynağı olan balık türleri arasındadır.
Türk mutfağında pek kullanılmamakta ancak oldukça pahalı bir deniz ürünü olan istiridye D vitamini ile birlikte B12 vitamini, demir, çinko, manganez, selenyum, bakır gibi mineraller açısından da çok iyi bir kaynaktır. Dünyanın en lüks yemekleri arasında gösterilen istiridye aynı zamanda sperm için de oldukça besleyici bir kaynaktır.
Soya sütü ve tofu gibi güçlendirilmiş soya ürünleri çoğunlukla D vitamini ve kalsiyum açısından oldukça zengin besinlerdir. Mesela 100 gram yani bir su bardağı kadar soya sütü günlük D vitamini ihtiyacının yaklaşık olarak %20’lik kısmını karşılar. Soya ürünlerinin hazırlanış şekillerine göre içerdikleri D vitamini miktarı değişkenlik gösterdiğinden satın aldığınız ürün hakkındaki etiket bilgileri ambalajındaki “içindekiler” bölümünden kontrol etmelisiniz.
Protein ve B12 açısından da zengin olan bir adet yumurta yaklaşık olarak 17.0IU D vitamini içermektedir ve bu miktar günlük D vitamini ihtiyacının %4’üne denk gelmektedir.
Tam yağlı süt ve peynirler kalsiyum açısından oldukça zengindir ve bununla birlikte bazı firmalar ek olarak ürünlerini D vitamini ile güçlendirmektedir. Bir su bardağı ile tam yağlı süt yaklaşık olarak 52.0IU oranında D vitamini içerir. Bu miktar ise günlük D vitamini ihtiyacının %13’lük kısmını karşılamaktadır. Tam değerlerini öğrenmek isterseniz ürün etiketlerini inceleyebilirsiniz.
Mantar çeşitlerinde D vitamini mevcuttur ancak her mantarda eşit oranda bulunmamaktadır. Uzmanlar D vitamini desteği için beyaz mantar türü olan kültür mantarı diğer adıyla düğme mantarıdır. 100 gram az pişmiş kültür mantarı günlük D vitamini ihtiyacınızın %7’lik kısmını karşılamaktadır.
Patates
Haşlanmış, ezilmiş ve bir miktar yağlı süt eklenmiş 100 gr. kadar patates günlük D vitamini ihtiyacınızın sadece %1’ini karşılamaktadır.
Güneşin daha az etkili olduğu bölgelerde yaşayan bireylerde D vitamini eksikliğine daha sık rastlanmaktadır. Bunun yanı sıra böbrek rahatsızlığı yaşayanlarda, koyu ten rengine sahip olanlarda, mineral ve vitaminlerin vücut tarafından emilimini engelleyen sindirim sistemi sorunu yaşayan kişilerde ve aşırı kilolu olan bireyler de D vitamini eksikliği risk grubunda yer almaktadır.
D vitamini eksikliği yaşandığında;
Eğer sadece güneş ışınları ile ya da gıda yoluyla D vitamini alıyorsanız fazlasını almanızda da olumsuz yöndeki etkileri oldukça zayıf bir ihtimaldir. Ancak D vitamini için ilaç takviyesi kullanıyorsanız fazla alınıyor olması sizin için risk taşımaktadır.
Günlük D vitamini ihtiyacının üst sınır değeri 25 mikrogram yani 0.025 mg’dır. Düzenli olarak bu miktardan daha fazla D vitamini almanız ciğerde ve kalpte kalsiyum birikimine, zihin karışıklığına, böbrek taşına ve böbreklerde hasara yol açabiliyor. Daha hafif belirtiler olarak ise mide bulantısı, kusma, iştah kaybı, kabızlık, kilo kaybı ve güçsüzlük gösterilebilir.
D vitaminini ilaç takviyesi ile alıyorsanız mutlaka öncelikle doktorunuza başvurmalı ve kontrollü olarak almalısınız. Damar sertliği sorunu yaşayanlar, böbrek taşı olanlar, hyperparathyroidism (paratiroid bezlerini aşırı faaliyeti) gibi çeşitli rahatsızlıkları bulunanlar için alınacak D vitamini oranı mutlaka uzman doktor tarafından belirlenmelidir.
D vitamini eksikliği oldukça yaygın bir durumdur ancak bir çok kişi bu konuda risk altında olduğunu düşünmemektedir. Halk arasında D vitamini ile ilgili büyük bir yanılgı vardır. Süt içmeyen birinin mutlaka D vitamini eksikliği yaşayacağı düşünülmektedir. Ancak içeriğinde D vitaminini barındıran bir çok besinden bahsedilmektedir. Unutulmaması gereken önemli nokta ise süt gibi güçlendirilmiş olan besinlerde dahi günlük ihtiyacı karşılayacak düzeyde D vitamini içermediğidir. Bu konuyu detaylı olarak daha önce “D vitamini hangi besinlerde bulunur?” başlığında ele almıştık ve hangi durumlarda D vitamini eksikliği ortaya çıkar bahsetmiştik. Bu haftaki makalemizde ise D vitamini eksikliğinin sebep olduğu sonuçları sizinle paylaşıyor olacağız.
Teknolojinin gelişmesi ile D vitamini araştırmaları daha kolay yapılabiliyor. Ancak bu araştırmalar sonucu da D vitamini eksikliğinin oldukça yaygın olduğunu gösteriyor.
Tenin rengi koyulaştığında Vücutta D vitamini eksikliği riski de artmaktadır. Esmer tenli olan bir bireyin, beyaz tenli bir bireyle aynı oranlarda D vitamini üretebilmesi için normal seviyeden on kat daha fazla güneşe maruz kalması gerekmektedir. Bunun nedeni ise tende bulunan renk pigmentlerinin doğal güneş koruyucu rolünü üstleniyor olmasıdır. Bu nedenle renk pigmentlerinin artması ile yeterli miktarda D vitamini alabilmek için daha fazla güneşe maruz kalmak gerekiyor.
Yaşlanan bir bireyin cildi güneşe maruz kalıyor olsa bile D vitamini üretmekte zorlanmaktadır. Ayrıca böbrekler de D vitaminini vücudun kullanabileceği hale dönüştürmekte yeterli olamamaktadır. Ayrıca yaş sebebiyle dışarıya çıkmaktansa ev içindeki aktivitelerin yoğunlaşıyor olması da güneşe maruz kalmayı kısıtlamaktadır. Bu nedenle D vitamini alımında da ciddi oranda azalma söz konusu olmaktadır.
Ruh halinin dengede olmasını ve mutlu olmayı sağlamakta olan serotonin hormonu parlak ışığa maruz kalması ile artmakta ve güneşli olmayan günlerde azalmaktadır. 2006 yılında yapılan bir araştırma ile depresyon halinde olan kişilerin D vitamini seviyesinin oldukça düşük olsuğunu göstermektedir. Seksenli yaşlarda olan hastaların üzerinde yapılmış bir araştırma düzenli bir şekilde D vitamini takviyesi almakta olan kişilerin diğer kişilere oranla depresyon haline daha az yatkın olduğunu göstermektedir.
D vitamini yağda çözünebilmektedir. Vücut yağları vitamini topladığından fazla kilolu ya da obez olanlarzayıf olan kişilere oranla daha fazla miktarda D vitaminine ihtiyaç duymaktadırlar. Ayrıca bu durum kas kütlesi sebebiyle yüksek vücut ağırlığına sahip olan kişiler için de geçerli olmaktadır.
Anne sütündeki D vitamini miktarı tamamen annenin D vitamini seviyesi ile doğrudan ilişkilidir. Ancak annedeki D vitamini bebeğin ihtiyacını karşılamak için yeterli olmamaktadır. Bu sebeple bebek düzenli olarak güneşe çıkarılmalıdır. Günlük en az 10-15 dakika yeterli olacaktır.
İlerleyen yaşlarda güneş ışınlarıyla vücudun D vitaminiüretme kabiliyeti oldukça azalmaktadır. Bu sebeple bir uzmana danışılmalı ve D vitamini takviyesi alınmalıdır.
Deride bulunan ve cilde rengini vermeyi sağlayan melanin pigmenti D vitamini üretme yeteneğini azaltabiliyor. Bu nedenle koyu renkli cildi olanlar yine uzman yardımıyla D vitamini desteği alma ihtiyacı duyabilirler.
Bazı ilaçlar kalsiyum emilimini azaltmaktadır. Bu ilaçlar genellikle kolesterol düşürücü ilaçlar, epilepsi ilaçları, kilo vermeye yardımcı ilaçlar,vb. olmaktadır. Vücutta D vitamininin üretimini de olumsuz yönde etkilemektedir.
*Yorumlara cevap verebilmek için hesabınızın olması gerekmektedir. Buraya tıklayarak hesap oluşturabilirsiniz.