İnfertilite, herkes tarafından bilinen adı ile kısırlık herhangi bir korunma yöntemi uygulamadan en az bir yıl süre içinde çiftlerin düzenli cinsel ilişki yaşıyor olmalarına rağmen gebelik ile sonuçlanmaması durumu olarak tanımlanır. Genelde çiflerin %13 ila %15’lik diliminde infertilite görülürken yurdumuzda yaklaşık 1,5 ila 2 milyon çiftte infertilite olduğu tahmin edilmektedir. Olguların %30 ila %40’lık diliminde infertilite sebebi bilinmemekte ancak olası sebepler ve infertileti etkilemekte olan faktörler mevcuttur.
Bu faktörler çevresel faktörler ile beslenme ve yaşam tarzı faktörleri olarak iki ayrı grupta incelenmektedir. Çevresel faktörler kimyasal atıklar, kadmiyum gibi ağır metallere maruz kalınıyor olması, hava kirliliği, radyasyon, x-ray cihazları, pestisitler, civa ve kimyasal maruziyetler olarak gösterilebilir. Beslenme ve yaşam tarzı faktörleri ise kötü beslenme alışkanlığı, aşırı kilo, aşırı zayıflık, stres, uygunsuz antibiyotik ve ilaç kullanımı, kozmetik ürünler, sigara, uyuşturucu ve alkol bağımlılıkları olarak gösterilmektedir.
Bizler makalemizde infertilite ve beslenme ile olan ilişkisinden bahsediyor olacağız.
İnfertilitede Beslenmenin Önemi
Sperm sayısının düşük olması, follop tüplerinde bozukluk, yumurtlama problemleri, follop tüplerinde tıkanma, sperm motilitesinin olmaması gibi rahatsızlıklar infertilite nedenlerinden bazılarıdır. Bazı çalışmalarda diyetle tüketilmekte olan bazı besinlerin ve desteklerinin infertiliteye karşı koruyucu etkilerinin olabileceği gibi infertilitenin de engellenebileceği sonucuna varılmıştır. Vücutta yer alan reaktif oksijen türlerinin (ROS) artması ile üre
me olumsuz olarak etkilenmektedir. ROS üretiminin vücuttan uzaklaştırılması ve azaltılması in antioksidanlara ihtiyaç duyulmaktadır. A vitamini, C vitamini ve E vitamini başlıca antioksidanlar vitaminler arasında yer almaktadır ve birinci basamak tedavide kullanılmaktadırlar. Glutatyon, koenzim Q10 ve selenyum ise ikinci basamak antioksidan tedaviyi oluşturmaktadır. Selenyum sebebi belli olmayan infertilite ile ilişkilendirilmektedir. İnfertilite hastalarında selenyum değeri değeri düşük çıkmaktadır.
Sistemimize kayıtlı diyetisyenler:
Kısırlığa Sebep Olan Beslenme Faktörleri Nelerdir?
Yemek yeme davranış bozuklukları
Çok zayıf ya da çok şişman olma durumu
Vejetaryenlik
Günlük beslenmede öğünlerin atlanıyor olması
Tek çeşit beslenme tipi
Aşırı stresli bir yaşam sürmek
Aşırı egzersiz yapıyor olmak
Popüler diyet programlarını çok sık uygulayarak hızlı kilo kaybı yaşayıp fazlasıyla geri alıyor olmak
İnfertilite Oluşmasını Destekleyen Beslenme ve Davranış Bozuklukları Nelerdir?
Beslenme ve yaşam tarzının infertilitede önem taşıdığından bahsetmiştik. Bu başlık altında yanlış beslenme ve beslenme alışkanlıkları ile yaşam tarzının sonucunda ortaya çıkabilecek infertilite ve tedavi etkisi yaratabilecek doğru beslenme yöntemlerine değiniyor olacağız.
Düşük Kalorili Beslenme Kısırlık Nedeni Olabilir
Özellikle erkekler düşük kalorili beslendiğinde sperm hareketliliğinde düşüklük, seks yapma becerilerinde ise azalma olabileceğini gösteren çalışmalar bulunmaktadır. Özellikle de popüler diyetlerde birçok besin grubu beslenme programından çıkarılması sebebiyle bu fiziksel oluşuma neden olabileceğini bilim uzmanları ortak görüş olarak bildirmektedir. Kilo kaybı sebebiyle ya da yaşam tarzı olarak gerçekleşen düşük kalorili beslenme tarzını benimsemiş olan erkekleri beklemekte olan en önemli sağlık sorunlarından biri infertilite yani kısırlıktır. Özellikle Atkins diyeti, South Beach diyeti, makrobiyotik diyet gibi çok düşük kalorili diyetlerin kaçınılmaz sonu infertilite (kısırlık) gibi görülmektedir. Kalitesiz kilo kaybı ile kadınlarda östrojen hormonu, erkeklerde ise testesteron hormonu düzeylerinde düşüklük yaşanırken erkeklerde %25 oranında kilo kaybına bağlı olarak gelişen sperm sayısında ve kalitesinde düşüklük gözlenmektedir.
Antioksidan Tüketimi
Antioksidan kullanımı sonucunda gebelik oranlarında artış gerçekleşmekte, sperm hareketliliği üzerinde olumlu etkiler gözlenmekte ve düşük sayısında azalmalar yaşanmaktadır. D vitamini eksikliği görülen kadınların foliküler gelişimleri daha kötü ve gebelik oranının da düşük olduğu saptanmaktadır. Hammoud ve arkadaşları bu konu ile ilgili 2012 yılında bir çalışma yapmış ve sonucuna göre D vitamini takviyesi sonucunda sperm morfolojisi, motilitesi ve sayısında gelişmeler gözlendiği rapor edilmiştir.
Folik Asit Eksikliği
Folik asit eksikliği sperm sayısında azalmalara ve DNA hasarlarına neden olabilmektedir. Diyetle birlikte alınan çinko ve folik asit desteği sperm parametrelerini olumlu olarak etkilemektedir. Yapılan bazı çalışmalar, L-karnitin desteğinin semen yani meni parametrelerinde artış ve sperm motilitesinde gelişme gibi sperm kalitesi üzerinde olumlu etkilere sahiptir.
Trans Yağ Tüketimi
Trans yağ tüketimi ile infertilite riskinizin arttığını unutmayın. Bu nedenle trans yağ yerine çoklu doymamış yağlar yani omega3, omega6 ve omega9 tercih edilebilir. Böylece infertilitede olumlu etkiler alınacaktır. Çoklu doymamış yağ asitleri vücudun üretemediği ancak dışarıdan alınmakta olan esansiyel yağlar arasında yer almaktadır ve esansiyel yağ asitleri hormon düzenleyicigörevi üstlenmektedir. Bu nedenle infertilite ile doğrudan ilişkilidir.
Kafein Alımı
Birçok çalışma kadınlarda kafein tüketiminin gebelik oluşma şansını azalttığını bildirmektedir. Korpus luteum ve ovulasyon fonksiyonlarını da etkilemektedir. Gebelik söz konusu olduğunda ise düşük riskini ya da bebeğin doğum ağırlığını olumsuz olarak etkilediği belirtilmektedir. Bu sebeple gebelik düşünmekte olan kadınlar kafein alımını en minimum düzeyde tutmalı ve günlük olarak kahve ve çay tüketimini azaltmalıdırlar. Günde dört fincan yani 500mg. üzerinde alınmakta olan kafein kadınlarda östrojen düzeyinde azalmaya neden olmaktadır. Sonuç olarak yumurtanın kalitesi bozulmakta ya da hiç yumurtlamamaya sebep olabilmektedir.
Aşırı Egzersiz
Özellikle kadınlarda aşırı egzersiz yapyor olmak FSH yani foliküle stimule edici hormon, LH yani lutein hormon ve östrojen seviyelerinde azalmaya neden olmaktadır. erkeklerde ise testesteron düzeyinde baskılanarak sperm üretiminin azalmasına neden olmaktadır. Bu nedenle kadınlar ve erkekler aşırı egzersiz programlarından kaçınmalı ve kararında bir egzersiz programı uygulamalıdır.
Posa
Hemen hemen her diyette posa yani lif içeriği zengin olan besinlerin tüketimi önerilmektedir. Ancak bu noktada yapılmış bazı çalışmalar günde 25 g’ın üzerindeki aşırı derecede posa alımı kadılarda ilk etapta düzensiz regl siklüslarına, devamında ise adetten kesilmeye neden olduüunu göstermektedir. Bu nedenle gebelik düşünülüyor ise kontrollü posa alımı gerçekleştirilmeli, gerekirse bu durum diyet uzmanı ile paylaşılarak kişiye özel bir beslenme programı oluşturulmalıdır.
Soya Proteini
Kalp sağlığı ve kanseri önleyici özellikleri sebebiyle sıkça tüketilmekte olan soya proteinini yine sıkça tüketen kişileri bekleyen tehlikeli durum infertilite ile sonuçlanıyor olmasıdır. Son yıllarda bu konu ile ilgili yapılmış olan bazı çalışmalar gün içerisinde 20 ila 200 g. kadar düzenli soya fasulyesi tüketen kişilerde kan östrojen, progesteron hormon düzeylerinde azalma ve adet gecikmesi söz konusu olabilmektedir.
Alkol ve Sigara Kullanımı
Düzenli olarak tüketilmekte olan alkol kişiler için gizli bir tehlike olarak kabul edilmektedir. Özellikle erkeklerde düzenli alkol tüketimi testislerde toksik etki yaratabilmektedir. Bu duruma ek olarak sperm kalitesinde ve sayısında azalma ve ereksiyon kaybı yaşanıyor olması gözlenen en önemli sorunlar arasında gösterilmektedir. Sigara kullanımı ise yine özellikle erkeklerde sperm üretiminde azalma yaşanıyor olmasına sebep olurken kadınlarda yumurta kalitesinde ciddi hasarlar yaşanıyor olmasına neden olabilmektedir. İnfertilite ile sonuçlanmaması adına kadın ve erkeklerin alkol ve sigara tüketiminden tamamen kaçınmaları ya da mümkün olduğu düzeyde en aza indirmeleri gerekmektedir. Özellikle kan değerlerinde prolaktin düzeyi 10’un üzerinde ise alkolden uzak durulmalıdır. Ancak 10’un altında ise nadir olarak alkol tüketimine izin verilebilir.
Bitkisel İlaçlar
Günümüzde tedavi yöntemleri arasında bir çok sağlık uzmanı tarafından da kabul görmüş olan alternatif tıp, bitkisel ilaçlarla gerçekleştirilmekte ve yaygın olarak da kullanılmaktadır. Ancak bazı bitkisel ilaçların kullanımı sonucunda infertilite ortaya çıkabilmektedir. Bu bitkisel ilaçlar Echinacea purpura ve Ginko biloba içeren ilaçlardır ve tüketimi ile sperm ve yumurta fonksiyonlarını olumsuz olarak etkilemektedir. Gebelik düşünen kadınlar bu bitkisel ilaçların tüketimine ara vermeli ya da bırakmalıdırlar.
İnfertiliteyi Engellemeye Yardımcı Beslenme ve Yaşam Tarzı Nelerdir?
Bir önceki başlıkta infertiliteye neden olan sağlıksız beslenme ve yaşam tarzından bahsetmiştik. Bu başlıkta ise infertilitenin oluşmasını engelleyen ya da ortadan kalkmasına yardımcı olan beslenme ve yaşam tarzından bahsediyor olacağız.
Vitamin ve Mineral Alımı
Gebelik düşünen kadınlara gebelik öncesinde önerilmekte olan en önemli mineral folik asittir. Bu konu ile ilgili yapılmış araştırmalar gebelikten yaklaşık 45 gün öncesinden folik asit kullanımına başlanması fetusun özellikle omurgalardaki hatalı gelişimi ile karakterize olmuş nöral tüp defekti riskini azaltmakta olduğu kesin olarak kanıtlanmıştır. Bu sebeple gebelik düşünen kadınların günde 400 mcg(mikrogram) folik asit almaları gerekmektedir. Ayrıca düşük miktarlı alınan diyetlerde yine düşük miktarlarda alınmakta olan B12 vitamini, demir minerali, çinko minerali ve düşük kaliteli protein kaynakları infertilite yani kısırlık için zemin hazırlamaktadır. E vitamini, A vitamini, C vitamini, D vitamini, çinko, kalsiyum, Omega-3, esansiyel yağ asitleri ve folik asit minerallerine gebelik düşünen kadınların beslenmelerinde önemli ölçüde yer almalıdır.
Bol miktarda vitamin ve mineral içeren ve beslenme programında yer alması gereken bazı besinler aşağıdaki gibidir:
Yumurta
Ceviz
Kenevir tohumu
Ay çekirdeği
Chia tohumu
Badem
Susam
Çiğ fındık
Organik Beslenen Hayvan Etlerinin Tüketimi
Organik beslenmekte olan hayvanlar demir, B12, Omega-3 ve protein kaynaklarıdır. Bu vitamin ve mineraller infertilitenin engellenmesinde büyük önem taşımaktadır. Bu nedenle çayırlarda serbest gezen ve taze ot yiyen hayvan etleri tercih edilebilir. Ayrıca bu etler daha az miktarda yağ içermekte ve hem hem infertilitenin engellenmesinde hem de kilo alımının engellenmesinde yardımcı olabilmektedir.
Koyu Yapraklı Sebzelerin Tüketimi
Ispanaki karalahana, pazı gibi koyu yapraklı sebzeler B6 vitamini, folik asit, E vitamini ve demir gibi vitamin ve mineral kaynağıdır. Ayrıca üreme için ihtiyaç duyulan vitamin ve minerallerin yanı sıra antioksidan açısından da zengindir ve infertiliteye savaş açabilmek için günlük beslenme programlarında mutlaka yer alması gereken sebeler arasında yer almaktadır.
Renkli Sebze ve Meyvelerin Tüketimi
Renkli sebze ve meyvelerden erik, yaban mersini, nar, üzüm ve çilek gibi meyveler B6 vitamini, C vitamini ve antioksidan açısından zengin besinler arasında yer almaktadır. Kırmızı ve yeşil renkli olan sebze ve meyveler C vitamini kaynağıdır. Turuncu renkli olanlar ise A vitamini açısından zengin besinlerdir. Beyaz sebze ve meyveler ise sülfür içermektedir. Bu bahsetmiş olduğumuz vitamin ve mineraller ise infertilitenin engellenmesinde yardımcı olan besinler arasında yer almaktadır. Bu nedenle mutlaka tüketilmeli ve günlük beslenme programında yer almaları gerekmektedir.
Balık ve Deniz Ürünlerinin Tüketimi
Deniz ürünleri ve balık çeşitleri D3 vitamini, B12 vitamini, selenyum, çinko, Omega-3 ve koenzim Q10 içermektedir. Bu nedenle sık sık deniz ürünleri tüketilmesi önerilmektedir. Bu besinlerde yer alan vitamin ve mineraller infertilitenin engellenmesinde önem arz etmektedir.
Taze Süt Tüketimi
Taze günlük sütler D vitamini, B12 vitamini ve çinko açısından zengindir. Bu nedenle pastörize edilmemiş günlük taze süt tüketimi daha önemlidir. Ayrıca tam yağlı süt doğurganlığı da arttırmaktadır. Bazı araştırma sonuçları hergün düzenli olarak tam yağlı süt içeren besinlerin tüketilmesi sonucunda kadınların hamile kalma ihtimalinde artış gözlendiğini göstermektedir. Ancak özellikle kilo problemi yaşayan kişilerin tam yağlı süt, peynir ve dondurma gibi besinlerin tüketilmesi sonucunda insülin düzeyi bozulabileceği ve kilo alımı söz konusu olabileceği için kontrollü tüketilmesi gerekmektedir.
Yoga
Gün içerisinde en az 30 dakika en fazla ise 60 dakika arasında yoga yapılıyor olması endorfin hormonununarttırmakta ve sonuç olarak infertiliteden korumakta olduğu uzmanlar tarafından belirtilmekte ve düzenli olarak yoga yapılmasını tavsiye etmektedir. Bu sebeple günde 50 dakika civarında yapılacak olan yoga kişilerin yaşam kalitesini yükselterek üreme fonksiyonlarının devamlılığını olumlu olarak etkilemektedir.
Vücut Kilosunun İnfertilitedeki Önemi
Aşırı kilolu olmak, yumurtalıkların fonksiyonunu değiştirdiği bilinmektedir. Bu no
ktada vücut kitle endeksi devreye girmekte ve önem taşımaktadır. Beden kitle indeksi vücut ağırlıklarının metre cinsinden boy ölçüsünün karesine bölünmesi ile hesaplanabilmektedir. Vücut kitle indeksinin normal sayılan değerleri 18,5 ile 25 kg. arasındadır ve vücut kitle indeksi değerline gör 30 un üzerinde oan kadınlar tedavi öncesinde mutlaka bir diyetisyenden yardım alarak kilo vermeye yöneltilmelidir. Vücut ağırlığındaki artış yumurtlama fonksiyonunu olumsuz olarak etkilemektedir. Ayrıca gebelik gerçekleştiğinde yüksek tansiyon, şeker hastalığı, tromboemboli gibi istenmeyen komplikasyonların da sık görülmesine neden olabilmektedir. Erkeklerde ise vücut kitle indeksi oranı arttığında testesteron düzeyinde azaltma olduğu sonucuna varılmıştır.
Tiroid ve İnfertilite
Tiroid hastalıkları kadınlarda ve erkeklerde hormon dengesinin bozulması nedeniyle ortaya çıkan bir rahatsızlıktır ve hem erkeklerde hem de kadınlarda hipertiroid ve hipotiroid türlerinde de infertiliteye sebep olabilmektedir. Erkeklerde beyin, tiroid ve testis, kadınlarda ise beyin, tiroid ve yumurtalık arasında ilişki olduğu araştırmalar neticesinde ortaya çıkmıştır. Bu varolan dengenin bozulması sonucunda kadınların yumurta üretimi erkeklerde ise sperm üretimi azalıyor olacaktır. Bu durum ise infertilite ile sonuçlanacaktır. Tiroid nedenlerinden biri olarak görülen iyot eksikliği de hamile kalmayı engelleyebilmektedir. Bu nedenle iyot eksikliği mevcutmu araştırması yapılmalı ve doğru tedavi ile tiroid hormonunun daha düzenli çalışması sağlanmalıdır.
Kadınlarda İnfertilite
Doğurganlığı olumlu yönde etkileyecek spesifik bir içecek ya da yiyecek grubu mevcut değildir. Fakat üreme organları üzerinde etkili olabilen besinlerden bahsedilmesi mümkündür. Özellikle kadınlarda sağlıklı beslenme biçiminin ovulasyon üzerinde önemli etkileri mevcuttur. Yapılan bazı araştırmalar sonucunda:
Tekli doymamış yağ yerine trans yağ çeşitleri daha fazla tüketilmesi halinde infertilite (kısırlık) riski daha fazla oranda artmaktadır.
Melatonin içeren destek hapları kullanılmamalıdır. Melatonin, uyku düzeninde olumlu sonuçlar doğurmaktadır ancak hormon dengesini değiştirebilmekte ve yumurtlamayı olumsuz olarak etkileyebilmektedir.
Gün içerisinde 900 mg. dan fazla C vitamini kullanılmamalıdır. Gün içerisinde 750 mg. C vitamini desteği infertilitenin iyileşmesini sağlarken 900 mg. olumsuz olarak etki yapabiliyor.
Diyet programında karbonhidrat hayvansal kaynaklı proteinler ile değiştirildiğinde kadınlarda yumurtlama sorunları ortaya çıkabilmektedir. Bir araştırma sonucuna göre bir porsiyon hayvansal protein ilave edildiğinde kısırlık görme oranı %32 oranında artabilmektedir. Ancak karbonhidrat yerine bitkisel protein tercih edilirse infertiliteye karşı koruma sağlıyor olunacaktır. Yüksek protein içeren diyetlerden ise uzak durulması tavsiye edilmektedir.
Gün içerisinde yüksek dozda tüketilmekte olan kafein kadınlarda hamile kalma ihtimalini düşürmekte ve gelişmiş olan fetüsün sağlığını olumsuz olarak etkileyebilir. Ayrıca hormon seviyelerini değiştirerek corpus luteim ve yumurtlama fonksiyonlarını da olumsuz olarak etkilemektedir. Gün içerisinde bir fincandan daha az miktarda kahve tüketenlerde ise hamile kalma ihtimali iki kat daha fazla olmaktadır. Özellikle kan değerleri testi sonucunda prolaktin düzeyi düşük çıkan kadınların kahve tüketimini bırakarak doğurganlığını arttırabileceği uzmanlar tarafından belirtilmektedir.
Vajinal lubrikanlardan uzak durulması gerekmektedir. Bu tip vajinal nemlendiriciler sperme zarar vererek doğurganlığın azalmasına neden olabilmektedir.
Alkol tüketimi dikkat edilmesi gereken önemli noktalardan biridir. İnfertilitenin oluşmasına neden olduğu gibi gebelik söz konusu olduğunda da canlı doğum sayısını azaltarak düşük riskinin artmasına neden olabilmektedir.
Erkeklerde İnfertilite
Erkeklerde tüketilecek besinlerin seçimi semen (meni) kalitesini, yoğunluğunu ve cinsel performansını etkilemektedir. Bu nedenle özellikle erkeklerde beslenme önemlidir. Uzmanlar, besinlerin karaciğerden bazı önemli süreçlerden geçtiğini ve semene dönüştürüldüğünü belirtmektedir. Semen vücut tarafından besinlerden yapılmaktadır. İlaçlar ise sadece semenin yapısını değiştirmekte ancak semenin yoğunluğunu ve sayısını arttıramamaktadır. Yapısını ve dayanıklılığını koruyamamaktadır. Ancak besinler bu noktada devreye girerek ilaçların yapamadığını yapmaktadır. Ancak ilaçlar daha çok cinsel gücü artırma özelliğine sahiptir.
Uzmanlara göre cinsel performansı artıran besinler üç ana özelliğe sahip olmaktadır:
Ilık Yapı (warm-natured)
Semen ılık yapıya sahiptir ve tüketilecek besinlerinde ılık yapıya sahip olması gerekmektedir. Semenin ılık olması spermin yoğunluğu ve hareketliliği açısından önem taşımaktadır.
Gaz Yapıcı (flatulent)
Semenin gazlı olması ereksiyonu sağlamaktadır. Gaz yapıcı besinlerle birlikte ılık yapıda olan besinler de gazlı olmaya yardımcı olabilmektedir.
Çok Besleyici (very nutritious)
Tüketilen besinler ne kadar besleyici olursa vücutta o kadar daha fazla semen oluşması mümkün olmaktadır.
Bilgi: Havuç, kuru fasulye, nohut ve şalgam gibi besinler bu üç özelliği de içeriğinde barındırmaktadır. Özetle hem kadınlar hem de erkeklerin üreme organlarının sağlığı için daha çok sağlıklı besinlerin içeriğinde yer alan vitamin ve minerallere gerek duyulmaktadır. Ancak bu vitamin ve minerallerin ilaç şeklinde değil doğal besinlerle alınıyor olması büyük ölçüde önemlidir.
İnfertiliteye İyi Gelen Besinler Nelerdir?
Makalemizde infertilite ve besinlerle ilişkisinden bahsettik. Sağlıksız beslenme ve sağlıksız yaşam koşulları infertilite nedeni olduğundan ve sağlıklı beslenerek bu durumun önüne geçilebileceği mümkün olmaktadır. Özellikle sağlıksız süregelen yaşam koşulları ve sağlıksız beslenme kadınlarda yumurta sayısını ve kalitesini, erkeklerde ise sperm sayısını ve kalitesini düşürerek bebek sahibi olunmasını daha da zorlaştırmaktadır. Durum böyle olunca üremeye yardımcı ilaçlar ve tedavi yöntemleri ile üreme hücreleri arttırılarak bebek sahibi olunması daha mümkün hale getirilebilmektedir. Ancak infertilitede sadece tıbbi yöntemlerle değil doğal besinler ve bitkilerle de çözüm üretilebilmesi mümkün olabilmektedir. Kadınlarda ve erkeklerde yumurta ve sperm sayısında artış ile kalitesini artırmak adına tüketebileceği sağlıklı besinleri sizin için bu başlık altında topluyor olacağız.
Karnabahar
B6 vitamini, infertilitenin önlenmesi ve giderilmesi için önem taşıyan vitaminler arasında yer aldığı bilinmektedir. Karnabahar, B6 vitamini açısından zengin sebzelerden biridir ve infertilitenin önlenmesi adına tüketimi uzmanlar tarafından önerilmektedir. Ayrıca ıspanak, su teresi, muz, soğan, bamya, kabak, karalahana, brokoli, turp, bezelye ve brüksel lahanası da diğer B6 vitamini içeren besinler arasında yer alır ve infertilitenin önlenmesi için karnabahar gibi sık olarak tüketilmesi tavsiye edilmektedir.
Keçiboynuzu
Cinsel gücü ve cinsel isteği artırması ile bilinen keçiboynuzu çok kaliteli bir sperm arttırıcıdır. Bu nedenle keçiboynuzu pekmez olarak da meyve olarak da tüketilebilir. Ayrıca infertilitenin engellenebilmesi için kaynatılarak suyunun tüketimi de mümkündür.
Ahududu
Erkeklerin ve kadınların üreme organlarında oluşabilecek iltihap ve enfeksiyon sorunlarından kaynaklanan infertilite kısırlık problemleriçözümü için ahududu çayı önerilmektedir. Üreme organlarının sağlığını korumakta olan ahududu çayı üreme yeterliliğini de artırabilmektedir. Ancak ahududu çayının yapımı sadece meyvenin kendisinden değil aynı zamanda yapraklarının ve meyvesinin birlikte kullanımı ile demlenerek elde edilmelidir.
Kırmızı ve Yeşil Biber
C vitamini deposu olarak kabul edilen yeşil ve kırmızı biberler mutfaklarda hemen her mevsim yer almaktadır. Bir çok alanda faydaları bulunan yeşil ve kırmızı biberlerin bilinen en önemli faydalarından biri de infertilitede faydalar sağlıyor olmasıdır. Ancak maksimum düzeyde fayda sağlayabilmek için çiğ tüketilmesi tavsiye edilmektedir. C vitamini açısından zengin olan yeşil ve kırmızı biberler üreme hücrelerinin sayısını ve kalitesini artırmaktadır. C vitamini açısından zengin olan diğer besinlerin bazıları ise kuşburnu, su teresi ve karpuzdur.
Kuşkonmaz
A vitamini, C vitamini, B6 vitamini, folik asit, potasyum ve fosfor gibi vitamin ve mineraller infertilite rahatsızlığından şikayetçi olan kişilere önerilmekte olan kaliteli vitamin ve mineral gruplarıdır. Kuşkonmaz bitkisi bu vitamin ve mineraller açısından oldukça zengindir ve infertilite için doğal bir ilaçtır. Tüketilmesi halinde infertilitenin önüne geçmek mümkün olacaktır. Yemek ya da salata şeklinde tüketilmesi mümkündür.
Zencefil
Üreme yeteneklerinin artırılmasına dair yapılmış olan bazı araştırmalar neticesinde zencefil tüketimine dikkat çekilmiştir. Zencefil kadın ve erkeklerde üreme hücrelerinin kalitesini ve sayısını artırdığı bilimsel bir gerçek olarak kabul görmüştür. Bu nedenle hem sağlık açısından hem de infertilitenin önlenmesi açısından zencefil tüketimine önem verilmelidir. Zencefil, ağırlıklı olarak çay şeklinde tüketilebilir. Zencefil çayı ile kilo problemi yaşayanların da kilo kaybı yaşıyor olması mümkündür.
Bilgi: Zencefil çayı yapmak isteyenler için Zayıflama Çayları başlığını ziyaret edebilir ve zencefil çayının faydalarından nasıl demlenmesi gerektiğine dair detaylı bilgiler edinebilirler.
Ispanak
B6 vitamini açısından zengin olan ıspanak, infertilitenin önlenmesinde önem taşıyan bir diğer sebzelerden biridir. B6 vitamininin yanı sıra bol miktarda çinko içeren ıspanak yine bu özelliği sayesinde de infertilite için yarar sağlamaktadır. Bazı araştırmalar çinko eksikliğinin erkeklerde sperm ve üreme kalitesini düşürdüğünü göstermektedir. Bu nedenle özellikle erkeklerde infertilitenin önüne geçebilmek adına doğal çözüm olarak bol miktarda ıspanak tüketilmesi gerektiği uzmanlar tarafından önerilmektedir. Ayrıca maydanoz, taze fasulye, brüksel lahanası, börülce, erik, hindiba, salatalık ve kuşkonmaz yine diğer tüketilmesi gereken besinler arasında yer almaktadır.
Çakşır kökü
Halk tarafında çok bilinmeyen ve henüz tanınmayan bir bitki olan çakşır kökü infertiliteye iyi gelen önemli besinlerden biridir. Çakşır kökü tozu bal ile karıştırılarak sabahları bir tatlı kaşığı ile tüketilebilir ya da çakşır kökü çay gibi demlenerek gün içerisinde bir fincan tüketilebilir. Böylece kadınlarda ve erkeklerde infertiliteye çare olabilir.
Ayçiçeği
Arginin aminoasidi infertilite tedavilerinde doğal çözüm olarak tercih edilmektedir. Özellikle erkek infertilitesinde arginin aminoasidi ciddi oranda faydalar sağladığı düşünülmektedir. Arginin içeriği zengin olan besinlerden birisi ayçiçeğidir. Bir kişi gün içerisinde bir çay bardağı kadar ayçiçeği tükettiğinde yaklaşık dört gram kadar arginin almış olacaktır ve bu miktar üreme yetisini artırmak için yeterli bir miktar olarak kabul edilmektedir. Ceviz, bakla, keçiboynuzu, yer fıstığı, soya fasulyesi, hardal, su teresi, çemen, susam, mercimek ve frenk soğanı arginin açısından zengin olan diğer besinler arasında yer almaktadır.
Çörek Otu
Üreme hücrelerinin kalitesini ve sayısını artırma özelliğine sahip olan çörek otu polen ve bal ile karıştırılarak günde bir tatlı kaşığı kadar tüketilmesi önerilmektedir.
Yulaf
Erkek infertilitesinde çoğunlukla ilk akla gelen doğal tedavilerden biri de yulaftır. Erkeklerde üreme yetisini artırmakta ve güçlendirmektedir. Bu nedenle infertilite ile mücadele eden özellikle erkekler, ancak genel anlamda tüm kadınlar ve erkeklerin beslenme planlarında mutlaka yer alması gereken bir besin maddesidir. Yoğun lif içeriği sayesinde sindirimi rahatlatacak ve kilo kaybı yaşanmasında da yardımcı olacaktır.
Frenk Üzümü Yağı
Hormon problemleri sonucunda ortaya çıkan infertilite yine hormon dengeleyici besinler sayesinde önlenebilmektedir. Frenk üzümü yağı özellikle kadın hastalarda hormonların salınımını dengelemekte ve infertilitenin oluşmasının engellenerek ya da ortadan kaldırarak tedavi edilmesine yardımcı olmaktadır.
Isırgan Tohumu
Isırgan tohumu vitamin ve mineral deposu olarak bilinen doğal besinlerden sadece biridir. Bu nedenle ısırgan otu, yemek ya da börek şeklinde haftada bir gün tüketilmesi tavsiye edilmektedir. Bu özelliklerinin yanı sıra bal ile karıştırılarak tüketilmesi halinde özellikle erkek infertilitesine iyi geldiği düşünülmektedir.
Bol Cevizli Meyve Salatası
İnfertlite nedenlerinden biri ve en önemlisi sağlıksız beslenme olduğunu makalemizin en başında belirtmiştik. Üreme hücrelerinin kalitesini ve sayısını artırabilmek için bol vitamin ve mineral içeren meyve ve sebzeler tercih edilmelidir. İnfertilitenin önlenebilmesi için muz, çilek, nar, incir ve kayısı gibi meyveler yıkanarak bir kaseye doğranır ve üzerine iri doğranmış ceviz ve bir tatlı kaşığı bal ilave edilerek tüketilebilir. Bu tarifle hazırlanan meyve salatası her gün bir kase kadar tüketildiğinde üreme yetisinde artış gözlenebilmektedir. Bu faydalı tariften en maksimum düzeyde yararlanabilmek için mevsiminde olan meyveleri taze, diğerlerini ise kuru olarak kullanmak mümkün olabilmektedir.
Bitki Çayları
Bir çok makalemizde bitki çaylarının sağladığı faydalardan ve iyileştirme yetisine sahip olduğu rahatsızlıklardan bahsettik. Bitki çaylarının yarar sağladığı sağlık sorunlardan biri de erkek ve kadınlarda görülen infertilitedir. Bitki çaylarının kullanımı ile infertilitenin önüne geçilebilmekte ya da varolan infertilitenin iyileşmesine yardımcı olmaktadır. Yeşil çay, aslanpençesi çayı, civanperçemi çayı, hayıt tohumu çayı gibi bitki çayları infertilite tedavisinde tercih edilebilmektedir. Özellikle hormon dengesizliğinden kaynaklanmış olan infertilite için hayıt tohumu çayı mucize değerinde sayılabilmektedir.
İnfertilitenin Engellenmesinde Doğal Öneriler
Sigara ve alkol tüketimi sonlandırılmalıdır.
Aşırı kilo söz konusu ise daha sağlıklı beslenerek kilo vermeye çalışmalı ve günlük düzenli olarak egzersiz yapılmalıdır.
Düzenli uyku ve düzenli yaşam infertilitenin önlenmesinde önem taşımaktadır.
Düzenli beslenmeye özen gösterilmelidir.
Mümkün olduğunca doğal beslenilmeli, katkı maddesi içeren ve işlenmiş besinlerden uzak durulmalıdır.
Folik asit, magnezyum, çinko ve potasyum açısından zengin beslenilmeli.
Stres, sıkıntı ve gergin bir yaşamdan uzak durulmalıdır.
A, B, C ve E vitaminleri ve protein açısından zengin olan besinler tüketilmelidir.
*Yorumlara cevap verebilmek için hesabınızın olması gerekmektedir. Buraya tıklayarak hesap oluşturabilirsiniz.