Mevsim Geçişlerinde Doğru Beslenme Nasıl Olmalıdır?
Kış aylarının son günlerinde ilkbahar aylarının da ilk günlerindeyiz. Mevsim değişikliğinin ile birlikte halsizlik, isteksizlik ve yorgunluk hissi de kaçınılmaz oluyor ve bu sebeple Bağışıklık Sistemi her türlü saldırıya karşı var gücüyle savaşmak zorunda kalıyor. Özellikle havaların bir soğuk bir sıcak olması beraberinde soğuk algınlığı ve grip gibi hastalıkları da getiriyor. Bu tür hastalıklardan korunmanın en önemli yolu bağışıklık sistemini güçlendirerek vücudu koruma altına almaktır. Bunu sağlayabilmek ise sağlıklı beslenmeden geçer.
Mevsim sebze ve meyvelerini tüketerek, düzenli beslenerek ve beslenmede çeşitliliği sağlayarak hem mevsim geçişlerinin sebep olduğu tüm olumsuzluklardan hem de hastalıklardan kurtulmanın yollarını anlatıyor olacağız makalemizde.
Bağışıklık Sistemini Güçlendirmek İçin Doğru Beslenmenin Yolları Nelerdir?
Balık Tüketmek
Balıkların verimli olduğu bir ay değildir belki Mart ayı ancak yine de taze balık yeme şansınız olacaktır. Levrek, kalkan ve kefal balıklarının bol olduğu bir dönemdesiniz. Bu durum da mevsiminde taze balık tüketebileceğiniz ve bu sayede de bağışıklık sisteminizi güçlendirebileceğiniz anlamına geliyor. Balık çeşitlerinin içeriğinde bulunan OMEGA 3 yağ asitleri sayesinde bakterilerle savaşabilir ve bağışıklık sisteminize katkıda bulunabilirsiniz.
Ekstra Şekeri Azaltmak
Sağlıklı olmanın en önemli kurallarından biridir üç beyazdan uzak durmak. Un, tuz ve tabiki şeker. Aşırı miktarda şeker tüketmenin vücuda olumsuz etkilerinden biridir bağışıklık sisteminizin bakterilere karşı savaşan mekanizmasını durdurmak. Yalnızca 75 ila 100 gram şeker tüketimi bile beyaz kan hücrelerinin bakterileri yok edecek gücünü azaltabiliyor. Bu nedenle doğal meyve suları, bitki çayları ve günde en az iki litre su içmeyi tercih ederek hücrelerinizi tazeleyebilirsiniz. Sloganımız ” bağışıklık sisteminizi doğal vitaminlerle güçlendirin” olacaktır.
Doğal Vitaminler Almak
Değişmekte olan mevsimle beraber vücudun mineral ve vitamin ihtiyacı da artmaktadır. Özellikle de C ve B vitaminlerini içeren meyve ve sebzeleri tüketmek büyük ölçüde önem taşıyor.
Sistemimize kayıtlı diyetisyenler:
Sarımsak ve Soğan
Soğan ve sarımsak da bulunan allilik sülfitler bağışıklık sisteminizi desteklemekte ve serbest radikallerin atılımını arttırmaktadır.
Yoğurt ve Kefir
Kefirin ve yoğurdun içeriğinde bulunan yüksek probiyotik sayesinde bağışıklık sisteminiz için faydalı oldukları yapılan bir çok araştırma neticesinde belirtilmektedir. Bununla birlikte doğal antibiyotik olarak da kabul edilen probiyotik bağışıklık sisteminizi de korumaktadır.
Çinko Açısından Zengin Besinler
Çinko özellikle vücudunuzun kendini yenilemesi ve iyileştirmesi durumlarında, zihinsel fonksiyonlarda, hormonların dengelenmesinde ve bağışıklık sisteminin gelişmesinde ayrıca önemli yer tutmaktadır. Karaciğer, et, süt, deniz ürünleri, yumurta ve kuruyemiş çeşitlerinde bol miktarda bulunmaktadır.
Kış aylarının soğuk günlerinden ve rehavetinden yavaş yavaş sıyrıldığımız şu günlerde yorgunluk, halsizlik ve depresif hislerin kaçınılmaz olduğundan bahsettik makalemizin başında. Ayrıca bu durumdan sıyrılabilmenin yolu olarak bağışıklık sisteminizi güçlendirmeniz gerektiği ve bu durumu atlatmanız için de hangi besinleri tüketmeniz gerektiğini anlattık. Bu başlıkta ise ihtiyacınız olan enerjinizi yükseltebileceğiniz önerilerde bulunarak hayatınızı ve özellikle mevsim geçişlerindeki süreci daha sağlıklı ve huzurlu geçirmenizi sağlamak.
Kış mevsiminin karamsar ve rehavet içinde geçen bir dönem olduğunu hepiniz bilirsiniz. Ayrıca bu süre içerisinde ani yağmurlar, kapalı havalar, gri gökyüzü de işin içine girdiğinde karamsarlık, depresif haller ve ardından gelen zamansız yeme isteklerini önleyebilmek adına bazı önerilerimiz olacak size.
Mevsim Geçişleri İçin Öneriler
Beslenme programınızda her zaman sizi mutlu eden yiyecekler olmalı. Mutluluk hissi veren besinlerin başında çikolata, bitter çikolata, portakal, muz, hindi, somon, ceviz, havuç, koyu yeşil yapraklı sebzeler, zencefil, tarçın ve vanilya gelmektedir.
Vücudunuzu arındıran yemekleri ve çayları tüketmeye gayret sarfedin. Size bu konudaki önerimiz güne adaçayı içerek başlamanız. Kuşluk vaktinde beyaz ya da yeşil çay ikindi zamanından kuşburnu, nane, tarçın karışımı ya da naneli mate içerek ıhlamur, yasemin ve papatya gibi sakinleştirici etkileri olan çayları da yatmadan önce tüketmeniz yönündedir. Arındırıcı yemekler kategorisinde ise öncelikli olarak öğünlerinizde çiğ mevsim sebzelerine mutlaka yer verilmesidir. öğle ve akşam yemeklerinden birinde de sebze çorbası tüketilmesine gayret gösterilmelidir.
Özellikle kayısı ve biberiye ile duş sonrasında kendinize masaj yapabilir hatta imkanınız var ise profesyonel bir masaj uzmanından yardım alarak haftada bir kez kan dolaşımını hızlandıran masaj uygulatabilirsiniz.
Mevsim geçişlerinde gece yemeleri en büyük kilo kabusu olarak kabul edilmektedir. Bu nedenle gün içinde doğru ve sağlıklı beslenmeli, vücudunuzu aç bırakmamaya gayret etmelisiniz. Ayrıca öğünlerinizde tok tutan hacmi büyük ancak kalorisi düşük besinlere yer vermelisiniz. En dikkat edilmesi gereken husus ise yaşam alanınızdan sakıncalı ve muzur gıdaların uzaklaştırılmasıdır.
Gününüzü daha canlı geçirmek istiyorsanız kendinize yulaf ezmesi hazırlayıp içerisine kuru meyveler ilave edebilirsiniz. Standart kahvaltınıza alternatif olan yulaf ezmeli kahvaltıyı isteğe göre sütle pişirip sıcak olarak da tüketebilirsiniz. Ancak özellikle sıcak havalarda soğuk süt ve meyvelerle tüketiyor olmanız size kendinizi daha iyi hissettirecektir.
Eğer uyandığınızda vaktiniz oluyorsa ve tadını da seviyorsanız yorgun uyandığınız sabahlar dereotu, maydanoz ve birkaç ıspanak yaprağının suyunu sıkarak light kefirle ve dövülmüş çörekotu ile karıştırarak içebilirsiniz.
Diğer bir seçenek olarak yine bir bardak sıcak suyun içerisine bir çay kaşığı organik bal ve limon dilimi ile bekleterek içebilirsiniz.
Canlı Olmak için Enerji Veren Besinlere Yönelin
Gün içinde enerji çöküşlerini önleyebilmenin en basit yollarından biridir OMEGA-3 kaynağı olan besinler. Bu sebeple öğle yemeğinde yarım portakal ve ıspanak yaprağından oluşan bir salata hazırlamak ya da somon yemek harika bir tercih olacaktır. Özellikle de koyu yeşil yapraklı sebzelerin enerji veren klorofil desteği size acil servis gibi yetişecektir.
İkindi saatlerinde ortaya çıkabilecek tatlı krizleriniz için çantanızda mutlaka “acil enerji kitleri” bulundurmalısınız. Bu kitler kuru erik, kuru kayısı, yaban mersini, kuru üzüm, kuru dut, altın çilek ve fındık, fıstık, badem, ceviz kombinasyonlarından oluşan besinlerden oluşabilir. Öğünler arasında geçen zamanda acıkmanız halinde özellikle kuru erik tükettiğinizde kan şekerinin düşmesini de engelliyor olacaksınız. Diğer taraftan kuru vişne de doğru bir alternatif olarak kabul edilebilir.
Akşamları tok olsanız bile bir şeyler yemek isterseniz brokoli ve karnabahar gibi sebzeleri hafifçe haşlayarak yoğurtla tatlandırarak tüketebilirsiniz. Lif açısından zengin olan bu karışım ile uzun süre tokluk hissi yaşıyor olacaksınız. Diğer taraftan pul biber ve limonla tatlandırarak yemeniz de mümkün. Akşam saatlerinde sağlıklı atıştırmalık alternatifi olarak salatalığı ince dilimler halinde keserek üzerine bol dereotu serpebilir ya da limon sıkarak da tüketebilirsiniz.
Mevsim geçişlerinde gaz şikayetleri ve sindirim sorunları da artmaktadır. Bu nedenle günlük meyve tüketiminizde ananas terih etmenizi öneriyoruz. Ananas meyvesinin içeriğinde “bromelain” olarak adlandırılan protein sindirici bir enzim bulunmaktadır. Bromelain ayrıca vücudun sus tutmasını azaltmakta, sindirimi kolaylaştırmakta ve iltihapları da gidermektedir. Bu sebeple düğün öncesinde oluşabilecek ödemin dindirilmesinde tercih edilebilecek bir meyvedir ananas. Ayrıca kan şekerini dengelemek için beraberinde bir kibrit kutusu kadar yağsız peynir tüketimi de önerilmektedir.
Mutlaka açık havada yürüyüşe çıkılmasını öneriyoruz. Ağır spor programından kaçınmalısınız ve tempoyu düşürmelisiniz.
Su sadece mevsim geçişlerinde değil her zaman önerdiğimiz ve mutlaka tüketilmesi gereken bir doğal içecektir. Bu nedenle susuz kalmamaya dikkat etmelisiniz. Sıvı eksikliği dolaşımı yavaşlatmakta, organların çalışma temposunu düşürmelerine sebep olmaktadır. Bu sebeple susadığınızda değil her daim en az 8-10 bardak tüketilmeli ve bu alışkanlık haline getirilmelidir.
*Yorumlara cevap verebilmek için hesabınızın olması gerekmektedir. Buraya tıklayarak hesap oluşturabilirsiniz.