İftar menülerimizde yöresel yemeklere de yer vereceğimizi söylemiştik. Bugün Karadeniz’i sofralarınıza taşımaya ne dersiniz? E hadi o zaman hep birlikte mutfağa girelim. Diyetixyen‘le ne yapıyoruz? “Bugün ne pişirsem?” demiyor ve Diyetixyen’i takip ediyoruz.
Karadenizli olunsun ya da olunmasın her zaman tercih edilen ve sık sık tüketilen Karadeniz yemeklerini yapmak hiç zor değil. Bunu zaten bugünkü menümüzü hazırlarken de görüyor olacaksınız. Bugün menümüzde Karadeniz’in lezzetli karalahana çorbası ve etli karalahana sarması var. Ana yemek olarak fasulye diblesini yapıyor olacağız. Karalahana çorbasının yanına en çok yakışan mısır ekmeğini de yapmadan olmaz değil mi? Tatlı olarak ise cevizli silor yapacağız. Şimdiden afiyet olsun diyelim.
Bugün Ramazan Ayı’nın dördüncü günü ve günler yavaş yavaş ilerliyor. Bugün iftar menümüzün ilk tarifi buram buram Karadeniz kokan Karalahana Çorbası olacak. Karalahana çorbası yapıp vitamin deposu olan karalahananın faydalarına da değinmeden olmaz değil mi?
Karalahana, bol miktarda C vitamini içeriyor. Ayrıca A, B ve E vitaminleri ile beraber potasyum, kalsiyum, magnezyum, kükürt, demir ve bakır minerallerini de içermektedir. C vitamini deposu olan karalahana bağışıklık sistemini kuvvetlendiriyor. Lif açısından zengin olan karalahana sindirim sistemi üzerinde de olumlu etkilere sahip. Kabızlığı engelliyor. Kalp ve damar hastalıklarında iyileştirici etkilere sahiptir. Ülser, bazı kanser türleri, depresyon hastalıkları, soğuk algınlığı, tedavilerinde de vücut savunmasında önemli bir role sahiptir ve bu hastalıkların tedavi sürecinde ve öncesinde tüketimi de uzmanlar tarafından önerilmektedir. Karalahana tüketimi katarakt oluşumunu engeller ve erken yaşlanmayı önler.
Bu kadar önemli faydaları bulunan Karalahana Çorbası Tarifi için linki tıklayabilirsiniz.
İkinci yemeğimiz Fasulye Diblesi. Çorbanın ardından ana yemek olarak servis edilecek olan ana yemeğimiz taze fasulyeden yapılan ve taze fasulye ile pirincin buluşması ile ortaya çıkan lezzetli bir yemektir. Şu an taze fasulye mevsimindeyiz madem yemeklerimizde de kullanarak faydalarından istifade etmekte yarar var elbette.
Taze fasulye yüksek oranda A vitamini, B12 vitamini, C vitamini, K vitamini ile beraber kalsiyum, potasyum, manganez ve fosfor mineralleri içermektedir. Ayrıca yüksek oranda lif içermektedir. Kemik gelişiminde oldukça yararlıdır. Hazımsızlığı giderir ve sindirim sistemi üzerinde olumlu etkilere sahiptir. Vücut yorgunluğunu gidermekte, kabızlığı önlemekte ve kolesterolü düzenlemektedir. Toksinlerin atılmasında da oldukça etkilidir. Diyet sürecinde olanların yemek menülerinden de kesinlikle olmalıdır. düşük kolarilidir ve sindirimdeki etkileri sayesinde de kilo vermeyi kolaylaştırır. Kan şekerini düzenlemektedir. Börekte oluşan kumun ve taşların da kolayca düşmesini sağlamaktadır.
Tüm bu faydalardan istifade etmek ve bu lezzetli yemeği sofralarınıza taşımak için Taze Fasulye Diblesi Tarifine linki tıklayarak ulaşabilirsiniz.
Bugünkü menümüzde üçüncü yemeğimiz yine karalahananın mucize yemeklerinden biri olan Etli Karalahana Sarması. Türk mutfağının vazgeçilmez yemeklerinden biri olan sarma türlerinin arasında sık sık sofralara konuk olan karalahana sarması ile siz de iftar sofranızı taçlandıracaksınız. Yapılışı zor gibi gelebilir ancak etli olması hem sarmanızı kolaylaştıracak hem de iyi ki yapmışım dedirtecek size.
Etli Karalahana Sarması Tarifine ulaşmak için linki tıklayabilirsiniz.
İftar menüsünde karalahana çorbası olur da hiç yanına mısır ekmeği gelmez mi? Karadenizli olanların yemeye doyamadığı ancak herkes tarafından sevilen mısır ekmeği herkesin sevebileceği bir lezzet. Sadece iftar değil sahur sofralarında da tüketebileceğiniz mısır ekmeği tok tutacaktır.
Mısır Ekmeği Tarifi için linki tıklayabilirsiniz.
Açıkçası biz iftar sofralarını tatlısız düşünemiyoruz. Siz de bizim gibi düşünenlerdenseniz eğer tatlımızı da yine Karadeniz yöresine has bir lezzetle yapalım. Kaysefe tatlısı Artvin’e has bir tatlı olmakla beraber aynı zamanda hafif bir tatlıdır. Kayısının faydasını ise herkes biliyordur ancak biz yine de kısaca bahsedelim istiyoruz.
Ülkemizde en yoğun kayısı üretimi Malatya’da olmaktadır. Malatya’nın kayısısı ile Artvin’in cevizi bir araya geldiğinde işte bu muhteşem lezzet olan kaysefe tatlısı ortaya çıkıyor. Kayısı, A. B1, B2, B3 ve C içemini içermektedir. Ayrıca kayısının içeriğinde yüksek miktarda beta karoten bulunmaktadır. Bilinen en önemli özelliği ise kabızlığı ve hazımsızlığı gideriyor olmasıdır. Yüksek ateş ve ateşli hastalıklarda da iyileştirici etkileri vardır. Osteoporoz yani kemik erimesi rahatsızlıklarında da uzmanlar tarafından önerilen bir meyvedir. Potasyum, magnezyum ve sodyum mineralleri de kayısıda yoğun bir şekilde bulunmaktadır. Dişlerin, tırnakların ve kemiklerin de güçlenmesi için tüketilebilen kayısı, taze meyve olarak kullanıldığı gibi kurutulmuş olarak da tüketilmesi mümkündür.
Biz de tatlımızda kuru kayısıyı kullanıyor olacağız. Kaysefe Tatlısı Tarifine ulaşmak için linki tıklayabilirsiniz.
*Yorumlara cevap verebilmek için hesabınızın olması gerekmektedir. Buraya tıklayarak hesap oluşturabilirsiniz.