Sağlıklı beslenme ve diyet üzerine yazdığımız hemen hemen her yazıda sebze tüketiminin de öneminden bahsettik. Peki sebze tüketimi neden bu kadar önemli? Bu haftaki makalemizde sebzenin insan vücudunda neden bu denli önemli olduğunu anlatacağız. Ayrıca daha sonraki yazılarımızda ise her hafta bir sebzenin hikayesinden bahsedecek ve o sebzelerin yemek tariflerine yer veriyor olacağız.
Yeterli miktarda sebze tüketimi söz konusu değilse, bağışıklı sisteminiz zayıflayabilir ve enfeksiyon hastalıkları ortaya çıkabilir. Yapılan bazı bilimsel araştırmalar, sebze tüketimi az olan kişilerde kilo problemlerinden şeker hastalığına, kalp ve damar hastalıklarından felç riskine ve Alzheimer’a kadar bir çok hastalığın risk oluşturduğunu göstermektedir. Bu sebeple sebzeler ve içeriğindeki vitamin ve mineraller hakkında doğru bilgilere sahip olmak büyük ölçüde önem taşıyor.
Sebzelerin içeriğinde bulunan antioksidanlar yani A, C, E vitaminleri ve fenol gibi bazı maddelerle birlikte selenyum gibi mineraller vücudunuzun savunma mekanizmasını güçlendirmektedir. Ayrıca yine sebzelerin içeriğindeki posa sayesinde bağırsak ve sindirim sisteminin çalışmasında yardımcı oluyor ve uzun süre tokluk hissi vererek kısa sürede acıkmanızı ve dolaylı olarak daha az yemek tüketimini sağlıyor. Bağışıklı sisteminin güçlenmesinde önem taşıyan C vitamini suda eriyen vitamin türlerindendir ve vücutta depolanmaz. Bu nedenle her öğünde mutlaka alınması gerekmektedir. Çünkü vücudunuzda C vitamini eksik olduğunda çabuk yorulma, halsizlik ve hastalıklara yakalanma riski artmaktadır. Ayrıca karnabahar, lahana, marul, ıspanak, roka, pazı, soğan, pırasa ve sarımsak gibi kış sebzeleri kalp damar hastalıkları ve kanser hastalıklarına yakalanma riskini azaltıyor. Soğan, sarımsak, şalgam ve turp gibi sebzelerdeki kükürtlü bileşikler ise kolesterol (kan yağlarının) ve yüksek tansiyonun düşmesinde etkin bir role sahiptir.
Brokoli %56, brüksel lahanası %29, lahana %70 ve karnabaharın da %70 oranında kanser ile kalp ve damar hastalıklarına yakalanma riskini azaltması, içeriğindeki glikosinolat maddesinden kaynaklanmaktadır.
B, C ve E vitaminleri açısından zengin olan sebze türlerinden lahana, diyet yapanlar için de oldukça yararlı bir besin maddesidir. İçeriğinde bulunan B vitamininin iştah kesici özelliği mevcuttur. Turşu, salata ve dolma olarak tüketilebilen lahana çiğ olarak da tüketilebilen ve çiğ tüketilmesi halinde tüm vitaminlerin vücuda girmesini sağlamaktadır. Lahana tüketimi kandaki şeker miktarını da düşürmektedir. Ayrıca vücudunuzda biriken “toksin” olarak adlandırılan zehirli maddelerin atılmasını sağlamaktadır. Safra kesesi ve sarılık hastalıklarına karşı yarar sağladığı bilinmektedir. Tiroit bezlerinin aktivitesini yavaşlatarak sakinleştirici bir etkiye sahiptir. Yine içeriğinde bulunan selenyum minerali cilde tazelik kazandırmaktadır.
Mineral ve vitamin yönünden zengin olan karnabahar, bedensel ve zihinsel yorgunluğa da çok iyi gelmektedir. Ayrıca bağırsakların da düzenli çalışmasını sağlayan bu sebzeyi tüketerek vücudunuzdaki zararlı maddelerin atılmasını da kolaylaştırmaktadır.
Karnabahar, içeriğinde A, C, B1 ve B2 vitaminlerini de barındırmaktadır. Kabızlığa ve kolesterolü düşürme de olumlu etkilere sahiptir. Ayrıca bol miktarda potasyum, kalsiyum, demir ve fosfor minerallerini de içeriyor. Dalak şişkinliğini azaltıyor ve romatizma ağrılarına da iyi geliyor.
Demir ve mineral eksikliğini gideren brokoli, tam olarak bir vitamin deposu. Kalsiyum açısından zengin, kansere karşı ise yüksek koruyucu etkisine sahip bir sebzedir. İçeriğindeki kalsiyum sayesinde kemik erimesine karşı da koruma sağlamaktadır. Lif oranı yüksektir ve sindirim sistemi üzerinde de olumlu etkilere sahip bir besin maddesidir.
Enginar ve enginar suyunun faydaları saymakla bitmez: Kan şekerini dengeler. Kandaki kolesterol ve ürenin düşürülmesinde yardımcıdır. Ayrıca enginar, karaciğer detoksu açısından çok etkili bir sebzedir.
kalp hastalığı ve yüksek tansiyon riskini azaltmakta olan sarımsak ayrıca bağışıklık sistemini güçlendirici etkilere de sahiptir.
Sindirim sistemi, kan pıhtılaşması, hormon dolaşımı, kan dolaşımı ve kan pıhtılaşması gibi reaksiyonların önüne geçen karaciğeri korumaktadır. Bununla birlikte Hepatit C ve Hepatit B hastalarının siroza dönüşebilme ihtimaline karşı, uzmanlar kereviz için haftada en az bir kez tüketimi öneriyor.
Demir açısından oldukça zengin olan ıspanak, kan yapımında oldukça önemli bir role sahiptir. İçeriğindeki A ve C vitaminleri sayesinde soğuk algınlığı hastalıklarını da önlüyor. Diş çürümelerine karşı koruma sağlıyor. Çiğ olarak tüketilmesi halinde kış aylarında vücudunuzun ihtiyacı olan lifi karşılamaktadır. Ayrıca ıspanak suyu kalp kaslarını kuvvetlendirmektedir. İçeriğinde bulunan folik asit, Alzheimer hastalığına yakalanma riskini azaltmaktadır. Tüm bu faydalarının yanı sıra K vitamini açısından zengin olan ıspanağın kemik gelişiminde de oldukça olumlu etkileri mevcuttur.
Öneri: Çorbanın renginin berrak olmasını istiyorsanız nişasta içeren patates kullanmamalısınız.
Brokoli, kereviz, havuç ve biberler ayıklandıktan sonra iyice yıkanır ve küçük küçük doğranır. Derin bir tencereye tüm sebzeler konuur ve üzerine su ilave edilerek 20 dakika kadar haşlanır. Haşlama işleminin sonuna doğru tuz ve kekik eklenir. Daha sonra da isteğe göre ilave edilen baharatlarla tatlandırılarak servis tabağına alınır ve yoğurtla birlikte servis edilir.
Öneri: Eğer sebze sevmiyorsanız ya da gerektiğinden az tüketiyorsanız size “Sebze Sevmeyenlere Öneriler” başlıklı makalemizi ziyaret etmenizi tavsiye ediyoruz.
*Yorumlara cevap verebilmek için hesabınızın olması gerekmektedir. Buraya tıklayarak hesap oluşturabilirsiniz.