Şeker, son yıllarda zararları uzmanlar tarafından kanıtlanmış bir besin türüdür. Meyve ve sebzelerde bulunan ve doğal yollardan tüketimi söz konusu olduğunda, zihinsel faaliyetlerin sürdürülmesi ve iyi bir ruh hali için faydalı olduğu da bir gerçektir. Ancak her zaman aşırı tüketimden ve beyazlatılmış şekerden kaçınmak gerekiyor. Çünkü beyazlatılmış şekerde GDO mevcuttur. Şeker Kullanımı ve Zararları konusunda şekerin aşırı tüketiminin kanserle de doğrudan ilgisi bulunmaktadır.
Şeker birçoğumuz için masum bir tüketim ürünü olarak görülmektedir. Yemeklerde veya ayrı olarak tüketimi söz konusu olan şeker bir öğünde ortalama 500 kalori almanızı sağlar. Ancak şeker tüketimi doğrudan veya dolaylı olarak vücudumuza zarar vermektedir.
Başta obezite olmak üzere bir çok zararları bulunan şeker kullanımının kalbe de zararlı olduğu uzmanlar tarafından belirlendi. Aşırı şeker kullanımı kalbin pompalama mekanizmasını etkiliyor. Kötü kolesterolü etkileyerek, kalp krizine sebebiyet verebiliyor. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), şeker kullanımının günlük kalori alımının %10’luk dilimini geçmemesini öneriyor. Uzmanlar kadınların günde yaklaşık 50 gram, erkek bireylerin ise 70 gram civarından fazla şeker tüketmelerini tehlikeli buluyor. Bu da ortalama 12 çay kaşığı ile 17 çay kaşığı toz şeker oranına tekabül etmekte.
Bağışıklık sistemimiz, hastalıklara karşı vücudumuzun en önemli savunma mekanizmasıdır. Aşırı şeker tüketimi bağışıklık sistemini bakterilere, virüslere, parazitlere ve çeşitli mikroorganizmalara karşı mücadele etme yeteneğini büyük ölçüde olumsuz etkilemektedir.
Şeker kullanımı bağışıklık sistemine ve kalbe verdiği zararların yanı sıra kilo alımına da sebebiyet vermekte. Ayrıca çağımızın hastalığı obeziteye de sebep olmaktadır. Obezite, vücudun belli bölümlerinde oluşan yağ birikimlerinin bir sonucudur. Obeziteyi ve kilo alımını engellemek için fruktoz yüklü içeceklerden ve gazlı içeceklerden uzak durmalıyız. Aşırı fruktoz tüketimi yağ oluşumuna neden olur ve bu yağlarda bel ve göbek çevresinde oluşarak diyabet ve kalp hastalıklarına neden olur. Ayrıca şeker kilo alımı ile birlikte uyuma zorluklarını da artırır. Vücudun enerji ihtiyacını karşılayan şeker, kilo alımına sebep olması ile birlikte vücuda zarar vermesi sebebiyle de kontrollü tüketim gerektiriyor.
Şekerin vücuda zararları saymakla bitmez. Kalp hastalıkları, kilo alımı diyabet ve bağışıklık sistemine verdiği zararların dışında vücudun mineral dengesini bozduğu, kansere neden olduğu, yaşlanmayı hızlandırdığı, diş çürüklerine neden olduğu bilinen zararlardandır. Bunların dışında hamilelikte aşırı şeker tüketimi fetusta kas gelişimini olumsuz etkiler ve vücudun krom ve bakır minerali eksikliğine sebebiyet verir. Ayrıca alkol bağımlılığını tetiklediği de kanıtlanmış zararlardan bir diğeridir.
Gastrit ve oniki parmak bağırsağı ülserine sebep olur. Diş hastalıklarına, özellikle çocuklarda egzama gibi cilt hastalıklarına neden olur. DNA dokularına zarar verebilir. Kandaki E vitaminini azaltır. Özellikle ilerleyen yaşlarda katarakta ve damar tıkanıklığına da zarar verdiği bilinmektedir. Böbrekte tahrifata neden olur ve patolojik değişikliklere yol açar. Ayrıca kadınlarda pankreasın çalışma düzenini bozarak, pankreas kanserine sebep olur.
Aşırı şeker kullanımından bahsettik. Bu zararların yol açtığı hasarlar ise zamanla bazı hastalıklara dönüşebiliyor. Mesela siz de çok şeker tüketiyorsanız ve bunun önlemini alamıyorsanız ilerleyen yaşlarda, beyinde oluşturduğu hasarlar sonucunda alzheimer ile karşılaşabilirsiniz. Ayrıca aşırı şeker tüketimi ile bağlantılı olarak obezitenin çabuk yaşlanma etkileri de bilinen bir gerçektir ve ömrünüzü kısaltabilir. Bunların yanı sıra şeker tüketimi kadınlarda Meme kanserine, erkeklerde ise Prostat kanserine yol açabilir.
Eğer günlük şeker tüketimi Dünya Sağlık Örgütünün belirlediği ortalama oranların üzerinde ise tehlikedesiniz demektir. Öyleyse şeker oranını azaltmalı ve böylelikle daha sağlıklı günlere merhaba demelisiniz. Şeker kullanımını aniden bırakmanız elbette sizi zorlayacaktır. Bu nedenle, birden bire bırakmak yerine belli aralıklarla bir miktar azaltarak işlenmiş şeker alımına son verebilir ve şeker ihtiyacınızı besin maddelerindeki doğal şekerler aracılığı ile alabilirsiniz. Böylelikle şekeri bırakmış olmanızla, bu süreci daha kalıcı hale getirmiş olacaksınız.
Öncelikle çay ve kahvelerinize kullandığınız şeker oranından başlayabilirsiniz. Çayınızı 2 şekerli içiyorsanız ilk hafta yarım şeker azaltarak 1,5 şeker ile kullanmalısınız. İkinci hafta bir yarım daha düşürerek 1 şeker kullanmaya devam etmelisiniz ve dördüncü hafta çayınızı artık şekersiz tüketebildiğinizi farkediyor olacaksınız. Aynı şekilde kahve tüketiminde de şekeri azaltabilirsiniz. Eğer vücudunuz şeker tüketimine ihtiyaç duyuyorsa bunu örneğin bitter çikolata ile ya da kuru meyveler ile bastırabilirsiniz. Hatta kahvenizin yanında misafirlerinize de ikram ederek onlara sağlıklı yaşamın kapılarını aralayabilirsiniz.
*Yorumlara cevap verebilmek için hesabınızın olması gerekmektedir. Buraya tıklayarak hesap oluşturabilirsiniz.