Çağın vebası deniliyor stres için. Metropol şehirlerde sürdürülen yaşamlar, stresin kaynağı olarak gösteriliyor. Türkiye nüfusunun son verilere göre yaklaşık %18’lik kısmının da en büyük metropollerden biri olarak kabul edilen İstanbul’da yaşadığını düşünürsek stressiz bir günün bile geçmediğini söyleyebiliriz.
Stresli bir yaşam bir çok hastalığa davetiye çıkarıyor. Kontrolsüz yeme isteği de bu sonuçlardan sadece biri. Bir çok kişinin kurduğu bir cümle vardır; “stresten yiyorum”. İşte siz de bu stresten yiyenlerin tarafındaysanız doğru adrestesiniz. Çünkü bu makalemizde stresten yemek yiyenler için bu isteğin neden oluştuğunu ve bu isteği engellemek için hangi yollara başvurmanız gerektiğine değineceğiz değinecek ve Dr. Ayça Kaya’nın bu konu ile nasıl mücadele edeceğiniz yönündeki önerilerine yer vereceğiz.
Bazı araştırmalar, depresif dönemlerde, bireylerin daha fazla kilo aldıklarını onaylamaktadır. Peki depresif olduğunuz süreçte neden daha fazla yiyorsunuz? Bunu düşündünüz mü?
Gerçek anlamda tüm canlıların strese karşı verdiği cevap anoreksi, yani stresli bir durumla karşı karşıya kalınması durumunda iştahsızlık ve yeğin kesilmesidir. Bu noktada ortaya çıkan soru ise “tüm canlıların stres karşısında anoreksi ile tepkimesine karşı insanların besin alımı çoğalıyor ve yeme isteği artıyor?” Bu konuda yapılmış bir çok araştırma neticesinde ortaya çıkan cevap, stresle insanlarda oluşan yeme isteği artışının öğrenilmiş bir davranış olduğudur.
Karşılaşılan stresli durum karşısında insanlar dahil tüm canlıların vücudunda stres hormonları adı verilen kortizol, adrenalin ve noradrenalin gibi hormonlar devreye giriyor. Bu hormonların vücudunuza yaptığı etki ise kalp hızını artırmak, kan şekerini yükseltmek ve damarlarda kasılma yaratmaktır. Yani bir çeşit kaçmaya karşı vücudunuzu hazırlamaktır. Kısaca bir tür savunma mekanizmasıdır.
Aslına bakarsanız insanlar da stres yaşanması durumunda, ilk tepki olarak diğer canlılar gibi yemek yemeyi kesiyor ve içinde olduğu durumla mücadele edebilmek için çıkış yolları arıyor. Ancak yaşanılan birkaç stresli durum sonrasında, farkında olmadanbir şeyler yediğinde kendini mutlu hissetmeye başladığını farkediyor. Özellikle tüketilen besinin karbonhidrat oranı yüksek ise daha çok mutlu olmaya başlıyor. Çünkü alınan bu karbonhidratlı besinler endorfin ve serotonin olarak adlandırılan mutluluk hormonlarını yükseltiyor. Kişi yavaş yavaş bu mutluluğun farkındalığına varıyor. Yaşadığı olumsuz, üzüntülü ve stresli durum karşısında da kendini daha iyi hissedebilmek için yemek yemeye başlıyor. Özellikle çikolata ve tatlı gibi şeker oranı yüksek yiyecekler seçilebiliyor. Bu mutluluğun sonucu elbetteki kontrolsüz alınan şeker, yağ ve karbonhidratla birlikte kiloya dönüşüyor.
Eğer siz de stres yaşadığınızda kendinizi buzdolabının içinde buluyorsanız sakın moralinizi bozmayın. Bu durumdan kurtulmanın yolları elbetteki var. İşte Dr. Ayça Kaya’nın önerdiği o yollar:
*Yorumlara cevap verebilmek için hesabınızın olması gerekmektedir. Buraya tıklayarak hesap oluşturabilirsiniz.